- Anasayfa
- Haberler

Ordu Üniversitesi Satranç ve Zekâ Kulübü ‘Matematik ve Başarı Paneli’ Düzenledi
Ordu Üniversitesi Satranç ve Zekâ Kulübü ‘Matematik ve Başarı Paneli’ Düzenledi 10.12.2012 Temmuz 2013’de ODÜ’de düzenlenecek olan XI. Geometri Sempozyumu dolayısıyla ODÜ Rektörü Prof.Dr. Tarık YARILGAÇ’a ve Ordu Valisi Orhan DÜZGÜN’e nezaket ziyareti amacıyla ORDU’ye gelen Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. H.Hilmi HACISALİHOĞLU, Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümü Öğr. Üyesi Prof.Dr. Mustafa ÇALIŞKAN, Ordu Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda Ordu Üniversitesi Satranç ve Zekâ Kulübü tarafından gerçekleştirilen ‘Matematik ve Başarı’ isimli panele konuşmacı olarak katılmışlardır. ODÜ Rektörü Prof.Dr. Tarık YARILGAÇ ve ODÜ Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Nuri YILMAZ’ın da katıldığı panele ODÜ’lü öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. ODÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü Başkanı Prof.Dr. Cemil YAPAR’ın yönettiği panelde ODÜ Satranç ve Zekâ Oyunları Kulübü Akademik Danışmanı Yrd. Doç.Dr.Süleymen ŞENYURT bir açılış konuşması yaptı. Yrd. Doç.Dr.Süleymen ŞENYURT açılış konuşmasında; ‘Başarı nedir? Başarıya ulaşmada matematiğin rolü nedir?’ sorularını sorarak kısa cevaplar verirken, günlük hayatımızda matematiğin ne işe yaradığına ve önemi de değindi. Matematiğin sadece bir bilim olmadığı, teorik matematik dışında günlük hayatımızda da beslenme, alış-veriş, zaman birimleri, birçok teknolojik aleti kullanırken verdiğimiz komutlar, kazandığımız tüm zaferler vb. hepsinin bir matematiksel kuralı olduğu, hatta gökyüzündeki cisimlerin hareketi gibi doğaüstü görülen birçok olayın da bilimsel açıklamasının en güzel matematikle yapılabildiğine değinen Yrd. Doç.Dr.Süleymen ŞENYURT; ”Evrenin mükemmel düzeninin içinde matematiğin uygulanmadığı hiçbir alan yoktur; tıp, sosyal bilimler, siyasal bilimler, işletme, yönetim, güzel sanatlar, vb. bilimlerde matematik mutlaka kullanılır. Matematiğin ve rakamların olmadığı bir hayatta yaşama şansımız yoktur. DNA’larımızın dizilişinin bile matematiksel kuralları vardır ve bizler farkında olmasak da matematiği hayatımızın her alanında, günlük hayatta bir şekilde muhakkak kullanırız,” dedi.
Kendisi ise matematiği, 1998’den beri doğru düşünme sanatı olarak tanımladığını vurguladı. Prof.Dr. Mustafa ÇALIŞKAN konuşmasında: “Eğer bir insan kaliteli ve yüksek standartlarda yaşamak istiyorsa mutlaka matematik bilimini iyi öğrenmelidir. Matematiğin kavram ve kurallarını kendi hayatına göre doğru uygulayan her insan hayatında hangi mesleği seçerse seçsin mutlak başarıya hâkim olur. Tarihi incelediğimiz zaman matematiğe önem veren toplumların bilim ve teknoloji anlamında çok ilerlediğini görüyoruz. Matematik disiplin demektir, disiplinde insanlığa başarı getirir. Günümüze baktığımızda matematiğin içinden çıkılamaz bir ilim olarak anlatıldığını ve öğrencilere kurallarının tam olarak yansıtılamadığını görüyoruz. İşte burada genç nesil matematikçilere büyük görevler düşüyor. Bir öğrencinin matematiği sevmesi ancak ve ancak öğretmenini sevmesi, öğretmeninin duruşu, disiplini, sempatisi, giyimi, kuşamı ve öğretmenlik edasını öğrenciye iyi yansıtabilmesi ile mümkündür. Bir doğru düşünme sanatı olan matematik, günlük hayatımızın akışından tutunda bir market hesabına kadar ya da kar tanelerinin her birinin var olan birbirine hiç benzemeyen altılı köşeleri, ya da hiç birisi diğeri ile aynı olmayan zebraların çizgileri ya da güneş sistemi vb. her yerde karşımıza çıkıyor. Bir doğru düşünme sanatı olan matematiğe bizlerde hak ettiği önemi vermeli böylece kendi yaşam kalitemizi güçlendirmeliyiz,” dedi. İlim olarak M.Ö. 4 yy.dan buyana matematiğin gelişiminden de bahseden Prof.Dr. Mustafa ÇALIŞKAN eğlenceli bir disiplin olan matematik için hayatın ta kendisidir diyerek sözlerine son verdi. Daha sonra söz alan Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. H.Hilmi HACISALİHOĞLU, günlük hayatımızda intibakımızı sağlayan tek yolun matematik olduğuna değindi ve şu sözleri ifade etti: “Hayatımızın her alanında mutlaka kullandığımız matematik, insanın doğasında doğuştan mevcut ama insanlık olarak biz matematiği o kadar az kullanıyoruz ki hayvanlar bile bizden daha iyi kullanıyor. Örnek verecek olursak hemen arıları inceleyelim; arılar kendi en ekonomik kovanlarını en düzgün altıgen şeklinde insanlardan daha iyi işleyerek yaparlar. Peteğin hangi köşesinden başlarsak başlayalım biz arılar kadar iyi hesaplayamaz ve iyi altıgenler yapamayız mutlaka bir yerinde bir fazlalık kalır ama arılar düzgün altıgenler yapmayı nereden biliyorlar? Balıkları inceleyelim; balıklar yumurtlamak için her yıl sarf ettikleri bunca yolu, bu yolun yörüngesini nasıl hesaplayabiliyorlar? Hayvanların matematiği kullandıklarına dair bunlara benzer daha pek çok örneklendirmeler yapabilirim. Doğamızda var olan matematiği en az kullanan canlılar maalesef biz insanlarız. Güneşin tutulma zamanı, ayın tutulma zamanı, yağmurun ne zaman yağacağı vb. bazı gerçeklere bizler ulaştık ama deprem ne zaman olur bilemiyoruz, demek ki insanoğlu olarak daha ulaşmamız gereken pek çok sonuç daha var. Aslında matematik en basit olduğu yerde en zor olduğu yerde çok daha fazla işimize yarar. Biz profesörler olarak bir çalışma yaptık ve sonucunda bir ‘Altın Oran’a ulaştık. Çevremizi dikkatli incelediğimizde çam kozalağından, brokoliye, ay çekirdeğinden güneş sistemine Allah her yerde bir altın oran kullanmış. Bu aynı simetri her yerde, her sistemde, her düzende mutlaka var. Bu bize matematiğin her yerde simetrisini olduğunu kanıtlayan en kesin oran. Türkler olarak kendimize baktığımızda uzun yıllar boyunca matematik ve fen bilimlerinden uzak kaldığımızı görüyoruz. O dönemlere ait günümüzde varlığı bilinen sadece Asker Hüseyin Tevfik Paşa’nın ‘Lineer Cebir Kitabı’ ve Mehmet Emin Bey’in ‘Theory of Numbers’ isimli iki makalesi var. Matematik ve fen ilminin yasaklandığı dönemlerde halkın yaşadığı sıkıntılara dair pek çok Osmanlıca kaynaklar mevcut, maalesef bu dönem tarihimizde büyük bir kara sayfadır. Burada M.K. ATATÜRK’ün “İstikbal göklerdedir” sözüne değinmek istiyorum. Ulu Önder bu sözü söylerken neyi kastetmiş olabilir? Atatürk burada 3-5 uçağımız daha fazla olsun demek istememiştir. Türk ulusunun gökyüzünün bilinmeyenlerini keşfetmesini ve burada değil orada ilerlemesini dilemiştir. Evrenin sırlarını çözen istikbale de hâkim olur demek istemiştir.” Prof.Dr. H.Hilmi HACISALİHOĞLU, konuşmasının sonunda Dünya’nın tek dile doğru gittiğini vurguladı ve Shakespeare’nin ‘Kendi dilimde bir mendil yazamadan bu dünyadan gidiyorum’ sözüne değinerek her sese bir harfin tekâmül ettiği Türkçe’nin matematik için en doğru dil olduğunu ve pek çok bilimsel çalışmanın bunu doğruladığına değindi. Panelin sonunda konuşmacılara ODÜ Rektörü Prof.Dr. Tarık YARILGAÇ ve Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Nuri YILMAZ tarafından teşekkür plaketi verildi. ODÜ BASIN |
- 2’nci Uluslararası Hemşirelik Çalışmaları Kongresi’nin Açılış Programı Gerçekleştirildi
- Çağ Üniversitesi Rektörü Koç’tan, Rektör Baş’a Ziyaret
- 25’inci Ulusal Anatomi Kongresi Üniversitemiz Ev Sahipliğinde Gerçekleştirildi
- Üniversitemiz Avrupa Yolunda: Mavi Diploma Verme Hakkı Kazandı
- Ankara Üniversitesi Rektörü Ünüvar’dan Rektör Baş’a Ziyaret
- Samsun Üniversitesi Rektörü Aydın’dan Rektör Baş’a Ziyaret
- Üniversitemiz Aile Sağlığı Merkezi Yeni Binasının Yapımına Başlandı
- Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Yıldız’dan Rektör Baş’a Ziyaret