Doç. Dr. Ergin AYAN Atatürk'ü Anlattı

     Atatürkçü Düşünce Kulübü tarafından düzenlenen "10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü ve Atatürk Haftası" etkinlikleri çerçevesinde, konferans gerçekleştirildi. "Atatürk'ün Son Yılları ve Ölümü" başlıklı konferans; Doç. Dr. Ergin AYAN'ın sunumu ile,10 Kasım 2009 Salı günü, Ordu Meslek Yüksekokulu Konferans Salonu'nda Saat 14:00'de gerçekleştirildi.

     "10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü ve Atatürk Haftası" etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen konferansa Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından başladı.

     Ordu Üniversitesi öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiği konferansta, Doç. Dr. Ergin AYAN, Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ün son yılları hakkında bilgiler verdi.

     Doç. Dr. Ergin AYAN, " Ülkemizin kurucusu ulu önderin ölümünün 71. yıl dönümü nedeni ile bir araya geldik. Krallar öldüğünde en çok anaları ağlar. Ama ATATÜRK'ün ölümünde her ocağa ateş düşmüştür. Atatürk'ün farkı işte budur" diyerek sözlerine başladı.

     ATATÜRK'ün her yönü ile farklı bir lider, ileri görüşlü bir devlet adamı olduğunun altını çizen Doç. Dr. Ergin AYAN,  "ATATÜRK milli mücadeleye başlarken, milletin ölmeyeceğine inanmıştır. Bizde Ata'mızın ölmediğine inanıyoruz. Ama bu gün gerçeklerle yüz yüzeyiz. Ölümünün 71. yılındayız" dedi

     ATATÜRK'ün farklı yönlerini anlatan Doç. Dr. AYAN, " ATATÜRK, tüm mal varlığını millete bağışlamıştır. Bu büyüklük karşısında gelen kutlama mesajlarına ise, mahcup ve sakin bir ifade ile kısaca şu şekilde cevap vermiştir" dedi.

"Yapılan bir vazifedir."

                         Mustafa Kemal ATATÜRK

 

    Bu farklılığı "ne Mustafa Kemal ATATÜRK' ten önce; nede sonra hiçbir devlet adamı yapmamıştır" diyerek açıklayan Doç. Dr. Ergin AYAN,  Mustafa Kemal ATATÜRK'ün son yılları ve çalışmalarını şu sözlerle anlattı.

    "Hastaydı. Çabuk yoruluyor, zayıflıyor, burnundan kan geliyordu. Ama O, ATATÜRK'tü. Çalışmaya doymuyordu. Hiçbir mazereti kabul etmiyordu.

    1 Kasım 1937'de TBMM açılış konuşmasında bir bölüm, adeta vasiyeti niteliğindeydi. Milletvekillerine yakarıyordu, çünkü O, bir diktatör değildi. Toprak yasası çıkarılmasını istiyordu. Ancak yasa çıkarılmadı. Çünkü, milletvekillerinin çoğu toprak ağası idi. Bu gün, toprak ile ilgili yaşadığımız sıkıntılar, o günlerin iz düşümüdür.

    Kafasındaki takıntıları çözmeden, dinlenmeyi reddetti. Hele hastane tedavisini ısrarla kabul etmiyordu. Düşmanları sevindirmek istemiyordu."

    Doç. Dr. Ergin AYAN, ATATÜRK'ün ileri görüşlü bir lider olduğunu belirtirken, "ATATÜRK, tarihin yetiştirdiği kahramanlardan biridir. Herkesi tek çatı altında toplamayı başarmıştır. Bu da ATATÜRK'ün büyüklüğüdür. ATATÜRK, karizmatik bir otorite sergilemiş, karizmatik bir liderdir. Anadolu'da, tek millet, tek hakimiyet gibi, düşünülmesi bile güç bir değişimi gerçekleştirmiştir" dedi.

    Konuşmasında, ATATÜRK'ün, tarihe olan ilgisine de değinen Doç. Dr. Ergin AYAN, şu sözlere yer verdi.

    "ATATÜRK, tarih konusunda önemli bir bilgi birikimine sahiptir. Geçmişin, gelecek nesillere, tarihle anlatılabileceğini düşünmüş ve bu konuda büyük çalışmalar gerçekleştirmiştir. _Tarih ne güzel bir aynadır- derken, tarihin insanlar üzerindeki etkisine değinmiştir.

    Hayatının siyasi kısımlarında da tarihi mevzular, en heyecanlı hitabelerini oluşturmuştur. Tarih konuşmayı çok seven ATATÜRK, yine bir sözünde tarihe verdiği değeri şöyle ifade etmiştir. - Tarih hakikatleri tarif eden bir sanat değil, bir ilim olmalıdır._"

    ATATÜRK'ün sofrasının hayatının en önemli parçası olduğunu ve kararlarının çoğunu sofrada aldığını belirten Doç. Dr. Ergin AYAN, konuyla ilgi şu görüşlere değindi.

    "ATATÜRK'ün sofrası fikir ve kararların netleştiği yer demektir. Dinlenme zamanı yoktu. Sofradaysa mutlaka arkadaşları ile önemli konuşmalar gerçekleştiriyor demekti. Her şeyi bilmek, bildiği her şeyi değerlendirmek isteğindeydi. Sohbetle rahatlamış insanların, düşüncelerini rahatlıkla ifade edebildiklerine inanmaktaydı. Bu nedenle nice devlet adamlarını da, arkadaşlarını da sofrasında ağırlardı. En büyük zevki sofrasıydı. Hiç kimse ATATÜRK'ün sofrasına davetsiz gelemezdi. Sofrasında konuşulmayan tek şey dedikodu idi. Kabahatleri, kusurları insanların yüzüne söylerdi. Kin ve garez, nefret ettiği şeylerdendi."

     Atatürkçü Düşünce Kulübü tarafından düzenlenen "10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü ve Atatürk Haftası" etkinlikleri çerçevesinde gerçekleştirilen konferansa konuşmacı olarak katılan Doç. Dr. Ergin AYAN; konuşmasına " Ulu Önder Ruhun Şad Olsun" diyerek son verdi.

     Konferansın sonunda Ordu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Haluk KEFELİOĞLU'da, bir konuşma yaparak, "Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ün manevi huzurunda eğiliyor, saygı ile anıyoruz" dedi.

     Ordu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Haluk KEFELİOĞLU, konuşmasının sonrasında Doç. Dr. Ergin AYAN'a teşekkür belgesi takdim etti. 

 

 

 

 

Kayıt Tarihi 01.01.1970 02:00:00